14 Aralık 2010 Salı

İspanya'da biraz Mısır, biraz Arjantin...

Madrid'de bol bol zamanı olanlar sakin bir gün geçirmek üzere Templo de Debod'u ziyaret edip, sonrasında da az ilerideki ünlü Arjantin restoranı "La Vaca Argentina"'da ziyafet çekebilirler.

El Templo de Debod Mısır'ın İspanya'ya hediye ettiği yaklaşık 2200 yaşında eski bir tapınak.



Yukarıdaki resimde de görüldüğü gibi, Plaza de España'nın hemen arkasında, Parque del Oeste dahilinde ve Paseo del Pintor Rosales caddesi üzerinde yer alıyor. Etrafını çevreleyen su ise Nil nehrini temsil ediyor. Bu da diğer taraftan bir görüntü..



Mısır'ın İspanya'ya neden bir tapınak hediye ettiğine gelince; Mısır'ın en büyük barajı olan Assuan Barajı'nın inşaası nedeni ile yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Nubia tapınaklarının, özellikle de Abu Simbel'in kurtarılması için, Unesco zamanında tüm dünya milletlerine yardım çağrısında bulunmuş. Bir çok milletten arkeolog çalışmalara katılmış ve birçoğu memleketine dönerken kendilerine biçtikleri payları da beraberlerinde götürmüş. Ancak aralarında İspanyolların da bulunduğu bazı milletler dürüst çalışmalarıyla göze çarpınca, Mısır bu ülkeleri ödüllendirmeye karar vermiş.

İşte bu karar neticesinde Mısır toplam dört tapınak hediye etmiş (1968): bugün Newyork Metropolitan Müzesi'nde sergilenen Dendur anlaşılacağı üzere ABD'ye, Ellesiya İtalya'ya, Taffa Hollanda'ya ve Debod İspanya'ya gitmiş.. Aşağıda Debod Tapınağı'nın anavatanındaki günlerinden bir kare... Tapınak İspanya'da ki yerine yerleştirilirken orjinal yönüne riayet edilmiş..



Tapınağın içinde iki üç yazıt olduğu söylenir, ama ben şahsen hiç merak edip girmedim.. Bana görmeye değecek birşey yok denmişti... Girip aksini düşünen olursa bana buradan bildirsin, gidip başımı duvarlara vurayım.

Evet, ve geldik benim en sevdiğim konuya... Boğaz konusu ;) Tapınak ziyareti sonrası yakınlarda yemek yiyecek bir yer ararsanız ve siz de benim gibi, aşağıdaki korkunç reklama rağmen yine de giderim diyecek kadar aymaz bir etçilseniz...


(Her dana nevi şahsına münhasırdır diyor kısaca :)

... bence tek adres Paseo del Pintor Rosales, 52 numaradaki "La Vaca Argentina"'dır (Arjantin Danası demek). Burası, bugün bir restoran zinciri olan La Vaca Argentina'nın İspanya'daki ilk şubesi.



Soğuk havalarda içerde, sıcak havalarda ise bahçede oturabilirsiniz...



İspanya'da Arjantin restoranına mı gidilir demeyin... Hazır hatırı sayılır bir Arjantinli nüfusa ve dolayısıyla Arjantin lezzetlerine sahip İspanya gibi bir ülkedeyken, dünyanın en iyi eti sayılan Arjantin etini deneyin..

Restoranın en tipik lezzetlerine gelince; sebzeli (verduras), peynirli (queso), etli (carne), mısırlı (choclo) vs. tipik Arjantin poğaçaları olan "Empanadas" açlığınızı bastırmak için uygun bir başlangıç olabilir..



Ana yemek olarak benim tavsiyem "Solomillo a la parrilla" (mangalda bonfile)



Bir de sırf tadına varın diye ortaya bir "Mollejas" alın derim... Arjantin'e gitmediğiniz taktirde başka yerde deneyemezsiniz..



Ben Mollejas'ı ilk Arjantin'de denemiş ve dayanamayıp, biftek görünümlü ancak rengi beyaza yakın, ağızda lokum gibi dağılan bu etin hayvanın neresinden çıktığını sormuştum şefe. Bunun dananın kalbinin etrafından çıkarılan uykuluk olduğunu öğrendiğimde ise şaşakalmıştım.. Nitekim ben, uykuluğun sadece koyunun boyun bölgesinden çıktığını ve hep ufak tefek olduğunu sanırdım.. Türkiye'de dana uykuluğu bulabileceğime dair umudumu bir süre koruduysam da, kıymetli kasaplarımızın bıyık altından gülüşlerine, ukalalıklarına daha fazla dayanamayarak pes ettim.. Ne yazık ki Türkiye'de henüz bilinmeyen, keşfedilmemiş bir lezzet bu.. Ya da bizim danalarımız anatomik olarak farklı, bilemiyorum :)

La Vaca Argentina'da tadacağınız tüm lezzetlerin Arjantin'de pişenlerle tıpa tıp aynı olduğunu garanti ediyorum.. Tecrübeyle sabittir. Zaten restoranda sunulan en tipik etler Arjantin'den getirtiliyor.

Siz siz olun benim gibi ukalalık edip "Türk'ün etinin üstüne et mi olur" da demeyin, tükürdüğünüzü yalamak zorunda kalmayın.. İleride Arjantin seyahatine ait postlarda göreceğiniz üzere, ülkede en ufak bir engebe yok... Üstüne üstlük bir de yer gök otlak olunca, hayvanlarda kastan eser olmuyor ve etleri lokum gibi. Tabii etin işlenişi de bizdekinden çok farklı.. Etin kendi tadını boğmamak için en ufak bir baharat kullanmıyorlar.. Hayvanın kesilişi esnasında kanı akıtılmayınca, haliyle et de son derece lezzetli oluyor.. Özellikle bu son faktörden dolayı, ben aynısını evde yaparım çabaları boşa çıkıyor.. Eti nerden alırsanız alın bizdekiler kansız.. Tadı tuzu yok.. Onun için ya zaten baharatı basmamız...

La Vaca Argentina'da yer bulmak genelde zordur. Açık olduğu saatler ise 13.00-16.00 ve 21.00-00.00 arası. Yemeğinizi riske atmak istemiyorsanız aşağıdaki numaralardan ya da mail yoluyla önceden rezervasyon yapmanız uygun olur:

Tel: 91.559.66.05
Cep: 618.100.517
E-Mail: reservas@lavacaargentina.net

Kişi başı 30-40 Euro ödeyeceğinizi de bilmelisiniz... Ama değer mi? DEĞER!

Hiç yorum yok: