6 Şubat 2011 Pazar

Portakal kokulu şehir

Tüm Endülüs'de olduğu gibi Sevilla'da da Arap mimarisi baskın. Evleri güneşden sakınmak ve serin tutmak için daracık tutulmuş gölgeli sokaklar, gizli avlular, beyaz badanalı alçak evler... Ve bir de bu mimari üzerine Avrupa zihniyeti yerleşince, pencerelerinden rengarenk çiçeklerin sarktığı, evlerinin cepheleri saksılarla...


ya da tabaklarla süslü, avlularından yeşil fışkıran, meydanlarında sıra sıra dizilmiş portakal ağaçlarından yayılan mis kokusuyla bugünkü Endülüs çıkmış ortaya..


İspanya'nın tüm şehirlerinde olduğu gibi burada da ihtiyacınız olan tüm turistik bilgiyi "Oficina de Turismo"'dan (Turizm Ofisi) alabilirsiniz. Yetkili kişi size gerekli tüm şehir haritalarını, broşürleri vs. verecek ve görmeniz gereken yerleri işaretleyecektir.. Şayet İspanyolca bilmiyorsanız, sormak isteyeceğiniz hemen herşeyi burada sormakla akıllılık edersiniz. Nitekim yoğun yerleşik turist nüfusu nedeniyle "Costa del Sol" dışında tüm Endülüs'de İngilizce veya diğer dillerin konuşulma oranı çok düşüktür.. Konuşanı da ağır aksanından dolayı zor anlarsınız.

Gelelim gezilecek yerlere... Sevilla, Toledo'dan sonra Yahudi nüfusu en fazla olan ikinci İspanyol şehriymiş. Ancak şehrin Katolik Krallar döneminde fethedilmesi sonrası 1483'de tüm Yahudiler sınırdışı edilmiş. Onlardan günümüze "Barrio de Santa Cruz" (Santa Cruz Mahallesi) kalmış.. Sevilla'nın merkezinde yeralan bu sevimli mahalle, çiçeklerle dolu avluları...


beyaz badanalı, az katlı evleri...


ve daracık sokaklarıyla Sevilla'nın en önemli ve görülesi yerlerinden..


Sevilla deyince zihnimde canlanan bir diğer güzellikse "Catedral de Santa María de la Sede" yani Sevilla Katedrali.


UNESCO tarafından 1987 yılında Dünya Mirasları ve 2010'da ise Üstün Evrensel Değerler listelerine alınan, XV. yüzyıldan kalma bu katedral, dünyanın en büyük gotik katedrali.


Katedralin hemen önünde bir mola verin.. Portakal ağaçları ve faytonlarla dolu meydanda kendinize bir yer bulun..


Ve oturup Sevilla Katedrali'nin 104 metre yüksekliğiyle şehrin birçok yerinden görünen ünlü çan kulesi, "La Giralda"nın çanlarının çalmasını bekleyin..


Meraklanmayın çok gecikmiyor :) Çanlar çalmaya başladığında insanın tüylerini diken diken eden o etkileyici sesi ve yegane ortamı yaşamalısınız.. Ama bu eski bir katolik hayatımın üzerimde bıraktığı derin etkidense beklettiğim için şimdiden özür dilerim :D

Ve tabii bir de yine UNESCO tarafından 1987 yılında Dünya Mirasları listesine alınan "Los Reales Alcázares de Sevilla" (Sevilla Kraliyet Evleri) var.


Hele ki, geziniz dahilinde Granada ve dolayısıyla "Alhambra" (Elhamra Sarayı) yoksa, gerek mimarisi ve gerekse bahçeleriyle ElHamra'yı anımsatan, ortaçağdan kalma bu saraylar topluluğunu muhakkak görün derim.


Burası zamanında şehri ziyarete gelen İspanya Kraliyet Ailesi üyelerince ve devlet erkanınca konaklama amacıyla kullanılırmış.


Diğer bir önemli mekan ise "La Plaza de Toros de la Maestranza" yani Arena.... Arena'nın içinde boğa güreşleri temalı bir müze var.


Arena'nın hemen önünden Guadalquivir nehri akar. Guadalquivir'in sol yakasında yükselen 36 metrelik "La Torre del Oro" (Altın Kule) da Sevilla'nın simgelerinden. Eskiden, kulenin devamında boylu boyunca uzanan surlar Alcázar'ı tehlikelerden korurmuş. Bugün ise Denizcilik Müzesi olarak hizmet veriyor.


Kule adını, nehrin üzerine vuran altuni parıltısından alıyor. En son 2005 yılında yapılan restorasyon çalışmalarında, bu parlaklığın kireç çimentosuyla karıştırılmış yoğun samandan kaynaklandığı anlaşılmış. Ucuz ama işlevsel diye ben buna derim :D


Bir nevi Sevilla'nın akciğerleri sayılan "Los Jardines de Maria Luisa" (Maria Luisa Bahçeleri)...


Ve içindeki birçok meydan arasında ihtişamı...


Ve estetikliği ile öne çıkan Plaza de España" (İspanya Meydanı), Sevilla'da açık havada ve doğayla iç içe bir gün geçirmek için birebir.


Ve şimdi sıra geldi nehrin öbür yakasına...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Yine cok guzel yine ozel fotograflar.seni bloguma ekleyemedigim icin sık kullanilanlardasin ara sira ugruyorum ama yorum yapamiyorum;( bizlere hep ugrayp guzel yorumlarini biraktigin icin ashley'de bende tesekkur ederiz