23 Eylül 2011 Cuma

Hayatın güneşli tarafına yolculuk

Qatar Airways ile akşam saatlerinde İstanbul'da başlayıp, Doha'daki kısa bir aktarmayla devam eden Maldivler yolculuğumuz sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü...


Günün ilk ışıkları uçağın penceresinden süzülmeye başladığında, aşağıdaki inanılmaz manzaraya uyandık.. Yüzük şeklindeki mercan adaları altımızda boy boy sıralanmıştı.


Uçak alçaldıkça mercan adalarının aralarına serpiştirilmiş izlenimi veren, üzerine ancak birer resortun sığdığı minik kara parçalarını görmeye başladık..


Yaklaşık 1500 adacıktan oluşan Maldivler'de, Male ve bizim yaşayacağımız Addu gibi kentleşmiş bir iki büyük adayı saymazsak, adaların genelinin çok küçük olması nedeniyle bunlar en fazla bir resorta, kimisi bir havaalanına, bazısı da çöplere ev sahipliği yapıyormuş. İşte bu uygulama nedeniyle aşağıda görülen başkent Male yerine yakınındaki havaalanı adasına iniş yaptık.


Uçaktan iner inmez alışılmışın dışında bir sıcak yüzümüzü yaladı ve bir daha hiç geçmedi.. Tarif gerekiyorsa derecesiyle, nemiyle abartısız, birebir Türk hamamı diyor, başka birşey demiyorum.

Havaalanına girdiğimizde gördüğümüz "WELCOME TO THE SUNNY SIDE OF LIFE" (Hayatın güneşli tarafına hoşgeldiniz) sloganı, içinde bulunduğumuz hissi daha iyi anlatamazdı. Dışarıya çıkınca gördüğüm manzara Libya kaynaklı ön yargılarımı bir anda kırdı. Çoğu ölçülü şekilde kapalı olsa da kadın-erkek motosikletlerde, yanyana ve hatta elele dolaşılabilen, tavuskuşu desenli muhteşem sarileriyle yarı çıplak gezinen Sri Lanka'lı güzel hosteslere kötü gözle bakılmayan..


sosyal yönden Libya'dan çok daha gelişmiş, daha yumuşak huylu insanları olan bir ülke burası.. İnsanlar düzgün, ölçülü ve sıcak. Etrafta sıkça göze çarpan müslüman bir Bob Marley prototipi mevcut. Kız erkek herkesin üzerindeki dar kesim kotlar çok hoş.. Bunda hepsinin narin yapısının da rolü var şüphesiz.. Yurda dönmeden zayıflanıp birkaç tane alınmalı diye not düştüm..

Havaalanına ayrılmış adayla Male arası, deniz taksisi dedikleri bildiğimiz sürat motoruyla 5 dakika mesafede.


Bu Duru'nun da benim de ilk sürat motoru tecrübemizdi. Havaya girmekte hiç gecikmeyen Duru Kuzusu derhal etrafa saçılmış küçük adacıkları hedef göstermeye başladı :)


Sevimli Male iskelesine ulaştığımızda..


Addu'ya uçağımızın akşam üzeri olacağını öğrenince fırsat bu fırsat kendimizi bir otel odasına zor attık. Pencereden bakınca gördüğümüz manzara ne kadar cazip olursa olsun yolculuğun verdiği yorgunlukla uyku daha ağır bastı..


Dinlendikten sonra kalan kısıtlı zamanda üstün körü bir şehir turu yaptık. Dört bir tarafı onca deniz trafiğine rağmen hala şıkır şıkır, turkuaz rengi bir denizle çevrili..


Hindistan'dan hallice bir şehircik Male..


Uçağa yetişmek üzere Male'ye daha uygun bir zamanda geri dönmek üzere veda ettik.. 40 kişilik bir pır pır uçakla..


.. bir buçuk saatlik bir yolculuk sonunda Maldivler''i oluşturan adaların en güneyinde, ekvator çizgisinin hemen altında ve okyanusun orta yerinde bulunan Addu Atol'e ulaştık. Teorikte 11 saat sürmesi gerekirken 24 saat süren Maldivler yolculuğumuzun sonunda eve vardığımızda hava kararmıştı.. Ertesi sabah neye uyanacağımızı bilmemenin o keyifli heyecanıyla, bunaltıcı sıcaklara çare olamayan pervanelerle dolu evimizde ilk gecemizi geçirdik..

Hiç yorum yok: