16 Kasım 2011 Çarşamba

SAARC Summit'in Kazları

Efendim bu yıl 11.11.11 gibi manevi değeri büyük, duygusal bir tarihte, Türkçesi "Bölgesel Dayanışma için Güney Asya Birliği Zirvesi" olan SAARC Summit'in (South Asian Association For Regional Cooperation) 17.si yapıldı. 11 Güney Asya ülkesinin cumhurbaşkanlarının katılımıyla gerçekleştirilen, “Building Bridges” (Köprüler Kurmak) temalı toplantının amacı üye ülkeler arasındaki iletişimi güçlendirmek, bu ülkelerin bazılarını ya da tümünü tehdit eden problemleri saptamak ve çözüm getirmek.

Daha önceki yıllarda toplantıya Maldivler ev sahipliği yapacağında, yer olarak imkanları itibarıyla başkent olan Male tercih edilmiş hep. Male yerel halkın yerleşik olduğu adalar arasında, devletin şimdiye dek en çok yatırım yaptığı yer olmuş çünkü. Üstelik etrafındaki sayısız resortla da böyle kalabalık grupları ağırlamaya en uygun yer olarak akla gelen ilk adres...

Ülkenin Male'den sonra ikinci önemli yerleşimi olan, en güneydeki adalar topluluğu, bizim de üzerinde yaşadığımız Addu Atol, toprak genişliği ve nüfus açısından Male'den çok daha büyük olmasına rağmen, şu ana kadar gereken ilgiyi ve itinayı görmemiş.

Son seçimlerde oluşturulan yeni hükümet, yeni rejim ve Addu'nun yerlilerinden olan yeni başbakan, devletin elinin buraya da uzamasına, imkanların biraz da buraya akıtılmasına vesile olmuş. Üstüne bir de SAARC Summit'e bu yıl Maldivler'in ev sahipliği yapması söz konusu olunca, kanımca yatırımı maksimum düzeyde yapmak için iyi bir mazeret olacağı düşüncesiyle, bu sefer toplantı yeri buna hiç mi hiç hazır olmayan Addu olarak belirlenmiş. Bu Bangalore, Hindistan'daki SAARC Summit sonrası, zirvenin başkent olmayan bir şehirde düzenleneceği ikinci örnekmiş. Kalıpları kırması, yatırımcı ve kalkındırıcı ruhu ve yüksek hedefler koyması açısından taktire değer ama zamanlama ve yöntem doğru muydu, orası tartışılır.

Bizim ve daha birçok şirketin apar topar Addu'ya gelmesine, eşimin son altı aydır insan üstü bir eforla dinlenmeksizin çalışmasına sebep hep SAARC Summit oldu. Altı ay gibi kısa bir zamanda eşimin şirketi tüm adanın altını su borularıyla kaplayacak, nihai plan denizden su arıtarak adaya temiz içme suyu sağlanması ve kirli suyun denize verilmeye uygun hale getirilmesi olsa da, öncelikle zirve için alelacele inşaa edilecek Toplantı Merkezi binasına temiz su verecek, diğer şirketler adanın altına kurulan boruların üzerini ve genel olarak adanın tüm yollarını asfaltlayarak makyaj yapacak, adaya yakışır bir marina yapılacak, etraf çimlendirilecek, heykeller dikilecek, gelecek bakanları, eşlerini, korumalarını, gazetecileri, vs. ağırlamak üzere atolün mevcut tek resortu Shangri La Vilingili'ye alternatifler yaratılacak ve yanlış duymadınız, bunların hepsi altı ayda tamamlanacaktı..

Bizim kulağımıza imkansız gibi gelen bu hedefleri sarsılmaz bir inançla talep eden Maldivler hükümeti, normalde ödeyecekleri paranın üç katıyla kalitesiz bir iş çıkarıp hedeflerin sadece bir kısmını gerçekleştirebildi. Bu arada yıpranan sinirler, çekilen sefalet, tarihe düşülen traji-komik olaylar da cabası.

Eşimin şirketi gerçekliğini yitirmiş Maldivli diplomatların "Cumhurbaşkanımız zirveden bir hafta önce gelip televizyonların karşısında tesisinizde bir bardak su içecek" yönündeki absürd taleplerini gerçekleştirememiş, nitekim koskoca adaya su pompalayacak kapasitede bir tesisi bir bardak su için çalıştıramamış olsa da, binbir türlü imkansızlığa ve tersliğe rağmen işin kendi paylarına düşen kısmını yüzlerinin akıyla tamamladı da en azından biz koca bir afferinle rahat bir nefes aldık.

Ama birkaç ay öncesine kadar şıkır şıkır deniz manzarasıyla sakin sessiz yerinde duran dar sahil yolu bugün hala marina şantiyesi...

Asfalt yolla henüz tanışan ada sakinleri, yağmur suları caddeleri esir aldığında sokaklardaki kapakları takılmamış ızgaralarının ne büyük bir tehlike teşkil edeceğinden henüz bihaber...

Adanın geneline hakim olan inşaat çılgınlığı esnasında, halka açık otoyollarda gerekli güvenlik önlemlerini almadan çalışan iş makinelerinden birisi, tipik bir Maldivler adeti olduğu üzere "motosikletleri üstünde sohbet ederek" oradan geçmekte olan iki Maldivli gençten birinin karnını deşerek ölümüne neden oldu..

SAARC Zirvesi'nden 15 gün öncesinden zirvenin sonuna kadar, Addu'ya uçak kaldıran tek yer olan Male'den tüm uçuşlar devlet tarafından kapatıldı. Bu tarihler arasında Male-Addu-Male arasında uçmak isteyen vatandaşların tek seçeneği, isimlerini bekleme listesine yazdırarak talebe göre ekstra uçak koyulacak mı acaba diye sinir harbi içinde beklemek oldu.. Nihayetinde bizim bekleme listesindeki tüm yolcularımız diledikleri yere uçtu, ama stres dolu bir bekleme sonunda. Halbu ki daha aklı başında bir yönetim, konukları için ekstra seferler koydurur, binbir türlü derdi olabilecek vatandaşını perişan etmezdi sanki.

Lüks yaşam çizgisiyle daha az elzem olmakla
beraber, aynı tutum resortlarda da yaşandı. Devlet Addu'nun tek resortu olan, en ucuz odasının gecelik ücreti 800 dolardan Shangri La Vilingili'nin tüm odalarını bu tarihler arasında kapattı. Yetmedi, atolün hala inşaatı süren ikinci resortu Herathera'nın odalarını da kapatarak resortun zirveye yetişmesini sağladı.

Zirveden bir ay öncesinden başlayarak adanın her 300 metresinde bir polis kontrol noktaları kuruldu ve komik bir uygulama başladı.. Arabalarımız bu bir ay boyunca 300 metrede bir durdurulup kaç kişi olduğumuz sorularak not edildi. Bize daha çok takribi nüfus sayımı gibi gelen bu anlamsız uygulamanın aslında neye hizmet ettiği gün itibarıyla hala bir sır.

Taze asfalt yolların kenarları, zirveye katılan Güney Asya ülkelerinin bayraklarıyla donatıldı. Bu anlamda gerçek bir kutlama havası esti adada günlerce..


Zirveden arda kalan fıkra gibi bir olay ise estetik yönü gelişmiş ama öngörüsü gelişmemiş devlet büyükleri sayesinde yaşandı. SAARC Summit'in yapılacağı çiçeği burnunda Toplantı Merkezi'nin önündeki göleti süslemek isteyen bu zat-ı muhteremler, bilmem nerden yüz tane beyaz kaz getirtti.. Kazlardan kırkı dört gün bekletildikler konteynerlerde havasızlıktan telef oldu. Yirmi tanesi de çalındı. Çalanlar kazların zirve için olduğunu öğrenince insafa gelip zirveden önce hepsini iade etti etmesine ama, asıl olanlar kazları yeni evlerine saldıklarında oldu. Kazların da uçabilme yeteneğine sahip kuşlar olduğu detayını gözden kaçıran yetkililerin yüzlerini, hayvanlar ok gibi Maldivler semalarına fırlayıp gözden kaybolurken görmek isterdim :)))))) Nihayetinde Toplantı Merkezi açılışı kazsız yaptı..


Gelelim SAARC zirvesinin getirilerine.. Şüphesiz Addu halkının bu bir hafta boyunca ceplerini doldurmasına yaradı. Ama bir yabancı olarak beni daha çok, deniz motoruyla 20 dakika mesafede, içki içmek istediğimizde Equator Village'a alternatif, üstelik kalmak istediğimizde de fiyatları el yakmayan Herathera Island Resort'a kavuşmuş olmamız ilgilendirdi.


Gecelik 200 dolara odaların mevcut olduğu Herathera gerçekten de insanı kendinden geçiriyor.


Buna geçici şuur kaybı da diyebiliriz aslında :) Mesela bana bir an için yaşadığımız Hithadu adasındaki yağmurları, sinekleri, sıkıntıları, vs. unutturdu ve iyi ki SAARC Summit burada yapıldı ve Maldivler'de olduğum için ne kadar şanslıyım diye düşündürdü...

Hiç yorum yok: