Sabahın erken saatlerinde başlayan ve yaz-kış 31-32 derecelerde seyreden bunaltıcı sıcak, gündüz vakti Addu sokaklarının ıssız bir görünüm sergilemesinin tek sebebi.
Nisanda başlayıp Haziran ve Temmuz aylarında doruk noktasına ulaşan ve Kasıma kadar devam eden, burada kış mevsimi anlamına gelen muson yağmurları, ardında sineklere davetiye çıkaran geniş su birikintileri bırakıyor.
İnsana oh dedirtecek bu yağmur sonrası nispeten serin havayı da sinekler zehir ediyor.
Evleri güneşten ve sıcaktan korumak için pencere camlarını koyu tutan Maldivler mimarisine bir de yağmurlarla pik yapan rutubet eklenince, havalandırmak üzere avlulara asılan kıyafetler sokakların dekoru oluveriyor..
Kasım ayından itibaren musonların sona ermesiyle başlayan yaz mevsimlerindeyse henüz asfaltlanmamış, kızgın güneşi yansıtarak insanın gözünü alan bembeyaz kumlarla kaplı daracık sokaklar ara ara palmiyelerin cılız gölgeleriyle insana kısa bir soluk aldırtıyor..
Evlerin ötesine berisine özensizce yapılmış teneke barakalar sanki sıcağı daha da perçinliyor..
Sabah saatlerinde içleri karanlık ama dışları canlı renklere boyanmış evlerine çekilen yerli halk,
aralık kapılardan sızan yemek kokuları, tencere tava sesleri, çocukların kontrolsüz çığlıklarıyla sokakları uzaktan da olsa şenlendiriyor..
Sokak kapılarından içeriye baktığınızda..
evlerin avlularında salıncaklar..
konu komşuyla yapılan koyu sohbetlere ev sahipliği yapacak oturma köşeleri..
ve bahçedeki ağaçlardan sarkan küçük hamaklar görülüyor. Hepsi de sabırla konuklarını ağırlamak için akşam serinliğini bekliyor.
Nihayet güneş alçalıp sokaklara sakin, huzurlu bir aydınlık çöktüğünde ve havada hafif bir serinlik hissedilmeye başlandığında, önce adanın kanatlı sakinleri, yani dev meyve yarasaları atıyor kendilerini ortaya.
Ve ardından yerli halk, bütün gün dört duvar arasında yaşadıklarını paylaşmak üzere birer birer dökülüyor sokaklara...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder