Pasaport işlemlerimiz için vesikalık çektirmemiz gerekince, ömrü hayatımda görüp gördüğüm bu en sevimli fotoğraf stüdyosuyla tanıştım. Ona "Live Coral Studio" (Canlı Mercan Stüdyosu) adını da ben taktım :)
Bahçe kapısından girer girmez, lezzeti hiç birşeye benzemeyen meyveleriyle kocaman bir "juneberry", yerel ismiyle "jam" ağacı karşılıyor sizi.. Bu, İngilizcede reçele (jam) ismini veren orjinal meyveymiş.
Jam meyvesinin ağzımda bıraktığı o müthiş lezzet, mekanın sevimliliği, müstakil binanın beyaz ahşaptan zarif kapısını aralayınca içine girilen davetkar ortam ve gördüğüm muazzam manzara karşısında sarhoş olunca ayakkabıların dışarda çıkarılması gerektiğini gözden kaçırmışım. Hatamı derhal telafi ederek, aceleyle o muhteşem manzaraya geri döndüm. Odanın bir duvarını boylu boyunca, canlı mercanlarla dolu bir tuzlu su akvaryumu süslüyordu..
Bu inanılmaz yaratıkları kanlı canlı ilk kez görüyor olmam bir yana, fosforlularının olduğundan tamamen bihaber olduğum için, itiraf ediyorum ilk önce bazılarını dekor sandım.. Aşağıdaki mor mercan gibi bazıları dikkatli bakıldığında suyun hareketiyle sağa sola salınıp kendisini belli etse de..
Kıpırtısız duran ve küçük bir kaya parçasına benzeyen şu fosforlu sarının canlı olduğuna inanmak çok güç...
Dalgalı kabuğuna çoğumuzun aşina olduğu, mercandan ziyade bir deniz kabuklusu olduğunu sandığım, en önde duran gece mavisi renkli yaratık beni sezer sezmez içine çekiliverdi...
Ama istiridye mantarına benzeyen...
Ağaç görünümlü...
ya da balon balon mercanlar suya eşlik eden zarif hareketleriyle doyumsuz bir gösteri sergiliyor,
Aralarında gezinen rengarenk minik balıkları ikinci plana atıyorlardı..
Sanki alsam bakabilecekmişim, ya da baksam da Türkiye'ye getirebilecekmişim gibi stüdyonun sahibine ümitsizce bunları nereden aldığını sordum. Daldığını ve hepsini kendisinin çıkardığını söyledi.. içimde bir an önce dalıp denizin dibinde ne var ne yok keşfetme isteği uyandıysa da, canlı mercanların çok derin yerlerdeki mağaralarda olduğunu söylemesi üzerine hevesim kursağımda kaldı.. Ben ki yüzük şeklindeki mercan adaları içindeki lagoonlarda köpek balığı olmadığını söyleseler de fobimi yenip, bir türlü aklımdan "iki adım" ötedeki Thailand'da çekilen "The Beach" filmindeki köpekbalığı saldırısını atamıyor ve sahilden 200 metre öteye gidemiyorum, kaldı ki okyanusa çıkıp canlı mercan görücem.. Şimdilik bana Live Coral Studio yeter de artar bile :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder